Rolls-Royce, hibrit-elektrikli uygulamalar için tasarlanmış yeni bir turbo jeneratör teknolojisi geliştirdiğini duyurdu.
Rolls-Royce, hibrit-elektrikli uygulamalar amacıyla geliştirilmiş yeni bir turbo jeneratör teknolojisi ilerlettiğini duyurdu. Küçük bir motoru ortamında barındıran bu sistem, ölçeklenebilir bir güç kaynağına da sahip olacak. Sürdürülebilir havacılık yakıtlarından (SAF) elde edilecek hidrojen yanması neticesinde daha uzun menzile imkan tanıyacak olan bu sistem, Rolls-Royce Electrical’in tahrik portföyünde yer alacak.
Mevcut batarya teknolojisi ve tamamiyle elektrikli tahrik sistemi, eVTOL ve sabit kanatlı kısa uzaklık uçakların da sayesinde kent içi, kentler arası ve adalar arası kısa uçuşlara imkan sağlayacak. Rolls-Royce doğrulusunda tasarlanan ve 500 kW ile 1200 kW arasında bir güç aralığına sahip olan turbo jeneratör teknolojisiyle, elektrikli bataryayla çalışan uçaklarla daha uzun rotalar oluşturulabilecek.
Gelişmiş hava hareketliliğine önderlik edecek
Almanya, Norveç ve Macaristan’da tespit edilen Rolls-Royce mühendisleri, turbo jeneratörün tasarımı ile sistem entegrasyonu amacıyla çalışmalar yürütüyor ve uçuş esnasında akıllı bir güç dağıtımı elde etme içeriğine yoğunlaşıyor.
Turbo jeneratör, kalkıştan sonra bataryaları şarj ederek ya da pervanelere direkt olarak güç vererek, uçağın uçuş esnasında güç kaynakları arasında geçiş yapmasını sağlıyor. Bu teknolojinin tetkik ve geliştirme çalışmalarının bir alanı ise Almanya Ekonomik İlişkiler ve İklim Eylem Bakanlığı doğrulusunda finanse ediliyor.
Konuyla alakalı olarak açıklamalarda tespit edilen Rolls-Royce Electrical Başkanı Rob Watson şunları söyledi;
“Rolls-Royce, Gelişmiş Hava Hareketliliğine yönelik tamamiyle elektrikli ve hibrit-elektrikli güç ve tahrik sistemlerinin önder sağlayıcısı olacak ve bu teknolojiyi vakit içersinde daha büyük platformlara doğru genişletecek. Alman hükûmetine bu konudaki desteklerinden ötürü teşekkür etmek istiyorum. Stratejimiz kapsamında müşterilerimize, tamamiyle sürdürülebilir bir çözüm sunmayı hedefliyoruz.
Bu da turbo jeneratör teknolojimizle daha uzun süreli elektrikli uçuşlar gerçekleşebileceği manasına geliyor. Böylece hibrit-elektrikli uçuşlar geliştirilirken, düşük yolcu kapasiteli ya da net sıfır karbon emisyonlu uçaklarda daha çok seyahat imkânı olacak.
Rolls-Royce olarak ilaveten elektrikli sistemlere yönelik bakım hizmetleri sunmak üzere sahip olunan ağımızı da geliştiriyoruz. Buna ilaveten Rolls-Royce Power Systems, elektrikli uçakların süratli şarj edilmesini desteklemek ve vertiportlara güvenilir, ideal maliyetli, iklim arkadaşı ve sürdürülebilir güç sağlamak amacıyla mtu mikro şebeke çözümleri sunmaya devam ediyor.”
Rolls-Royce geride bıraktığımız yıl, net sıfır karbon emisyonu amacıyla yol haritasını saptadı ve ilerlettiği elektrikli teknolojilerin, küresel ekonominin kritik alanlarını karbondan arındırmaya yardımcı olacağını açıkladı. Rolls-Royce; yeni ürünlerini 2030 senesine kadar, hizmette olan bütün ürünlerini ise 2050 senesine kadar net sıfır karbonla uyumlu hâle getireceği taahhüdünde de bulunmuştu.