Dünya çapında 800 milyondan fazla ergenin sabahtan akşama durmaksızın dans edip videoya kaydetme tutkusu yüzünden ABD ve Çin birbirlerine nükleer savaş açacak pozisyona gelmişken, şimdi Instagram Reels uygulamasıyla TikTok’a rakip olmak için ortaya çıktı.
Instagram Reels, TikTok ile son derece benzer şekilde işliyor. Gençler aynı yöntemle video hazırlayıp müzik seçiyor ve ekleme yapabiliyor. Zuckerberg, Reels’in hızla yükselmesi içinse Instagram’ın milyarlık kullanıcı tabanını kullanıyor. Keşif sekmesini açan Instagram kullanıcıları, üzerinde “kabak” gibi Reels yazan dans videolarını, sekmenin en tepesinde ve neredeyse tüm ekranı kaplayacak şekilde seyrediyor. “Promote” etmede en radikal yöntem bu olsa gerek.
Ancak Instagram’ın Reels uygulamasının aceleye geldiğini düşünen bir kesim de var. Eleştirilere göre, sadece 15 saniyelik videolar TikTok ile yarışmak için yeterli olmayacak. TikTok ise 60 saniyelik videolarla insanlara kendilerini daha genişçe anlatma fırsatı veriyor.
Intagram’ın 15 saniyelik video kararı hem veri maliyeti hem de telif maliyeti nedeniyle alınmış olabilir. Bu biraz da, Instagram öncesinde dünyayı sallayan video paylaşım servisi Vine’ın 6 saniyelik videolarına benzetilebilir. Ancak dünya artık Vine çağında değil ve kimse 6 saniyelik videolarla kısıtlanmak istemiyor.
Olayın Sosyo-Ekonomik ve Siyasi Boyutu!
Peki, dünya neden dans eden ergenler için bu kadar büyük bir kavgaya tutuştu. Neden Microsoft ve Apple gibi dev teknoloji şirketleri, ABD Başkanının emriyle TikTok’u satın almanın peşine düştü? Neden TikTok’u satın almak için hiçbir teklifi kabul edilmeyen Zuckerberg, takıntılı şekilde uygulamanın bir kopyasını yaptı? Çin, neden TikTok’u çalıyorlar diyerek ABD’yi tehdit ediyor? Ergenler dans edecek diye Üçüncü Dünya Savaşı mı çıkacak?
Dünya devletleri şunu fark etti ki, sosyal medya dünyadaki en etkili pazarlama araçlarının başına yükseldi. Bu mecralardan sadece ürün reklamları gösterip satış yapmak da mesele değil. Kullanıcıların verilerine ulaşan uygulamalar, veri madenciliğinin anahtarı durumunda. Bu sayede insanların oy vereceği partiden, yarın nereye gidip kimle buluşacağına, sevdiği lezzetlere, satın almak istediği gömleğin rengine kadar her veriye ulaşabiliyoruz. Bu da milyarlarca insanı yöneterek dünyaya hakim olmanın önünü açan altın değerinde bir kaynak. Haliyle, geniş kitlelere ulaşan her uygulama artık dünyaya hükmetmenin de önünü açıyor. Dolayısıyla, dünya devleri bu kapının anahtarını birbirlerine bırakmak istemiyorlar.
Peki şimdi ne olacak? ABD şirketlerinin TikTok’u satın alması çok büyük olasılık durumunda. Öte yandan gençlerin dans etme tutkusunun nasıl güçlü bir salgın olduğunu fark eden Zuckerberg de bu alana adım atmış durumda. Milyonlarca yıldır “ciklet” reklamlarında seyrettiğimiz şapşal dans gösterileri bundan sonra medeniyetimizin kalıcı reklam ve pazarlama enstrümanı olabilir. Üstelik dans videoları, Instagram Reels üzerinden, Facebook’tan, Twitter’dan, Snapchat’ten, WhatsApp’tan, muhtemelen yakında Google’dan, hatta Microsoft Office 365’ten bile karşımıza çıkacak gibi görünüyor. Snapchat’in ergenlerce çok sevilen “story” özelliğin artık milyarlarca dolarlık fonlara sahip ciddi finansal kurumların, bankaların mobil uygulamalarında baş köşede durduğunu unutmayın. Yakında koca koca banka CEO’larının, dans ederek yeni kredi kampanyalarını tanıttıklarını görürsek şaşırmayalım.
Ya da seçimler yaklaşırken, politikacıların dans edip, hoplaya zıplaya, parendeler atıp arkalarındaki dansçı kızlarla kareografi yaparak oy istediğine şahit olmamız hiç uzak bir olasılık gibi görünmüyor.
İnsanoğlu evrim basamağında maymuna geri mi dönecek?
Medeniyetimizi, taşların, alevlerin etrafında dans edip tanrılara tapınan kabile kültüründen ve maymundan iki tık yukarıda yaşam sürdüğümüz mağara çağlarından kurtarabilmek için binlerce yıl boyunca savaş verdik. Ancak görünen o ki, yeniden dans ederek yaşadığımız zamanlara dönüyoruz.
DAHA FAZLA HABER İÇİN DONANİMFORUM.COM
GOOGLE NEWS’DE BİZİ TAKİP ETMEK İÇİN TIKLA